İSRAİL’DEKİ 70 YILLIK “TİYATRO MUCİZESİ”

İSRAİL’DEKİ 70 YILLIK “TİYATRO MUCİZESİ”

İSRAİL’DEKİ 70 YILLIK “TİYATRO MUCİZESİ”1

Robert Schild

Ocak 2019

Tel Aviv’de taksiye biniyor, “Gesher Tiyatrosu’na lütfen” diyorsunuz... Şoför arkaya doğru dönüp kalın Rus aksanıyla “Aaa – ‘Sessiz Macbeth’i mi görmeye?” diye soruyor ve ekliyor: “Geçen sezonun bence en başarılı oyunuydu; gerçi ‘Marienbad’ı izlerken de eşimle çok güldük...”

İsrail tiyatro çevrelerinde anılan bu nükte her ne kadar bir fıkrayı andırıyorsa, doğru da olabilir! Zira sahne sanatları, 70 yıllık bir geçmişi olan bu ülkede en popüler eğlence türlerinin arasındadır... Çocuk oyunları hariç olmak üzere, yılda 5-5½ milyon tiyatro bileti satılıyor İsrail’de! Ülkenin önde gelen eleştirmenlerinden Shai Bar-Yaacov’un aktardığına[1] göre, %20’sinin ana dili Arapça ve %10-15’inin tiyatronun yanından dahi geçmeyen Musevi köktendinci halk kesimine ait olduğu toplam 8½ milyon insanı barındıran bu ülkede, tiyatronun bu denli yaygın olması şaşırtıcı gibi geliyor. Kaldı ki, Yahudi edebiyatında Sophokles, Shakespeare, Molière veya Brecht gibi tiyatro devleri hiç olmadı, keza asırlar boyunca ortodoks Musevilikte sahneye çıkıp “gibi yapmak”, ancak yılda bir gün -bir çeşit karnaval olan Purim bayramında- ve o da sadece erkekler için mümkündü! Yahudiliğin aydınlanma döneminde ise, bu halk topluluğunun yaşadığı baskı ortamı da sahne sanatlarına pek fırsat tanımıyordu - ta ki 1876’da Romanya basınında ilk kez sözü edilen Abraham Goldfaden’in yerel Yahudi tiyatrosunun ardından, Rusya’daki Yiddiş tiyatronun doğmasına kadar... Ondan kısa bir süre sonra, 1912’de Byalistok’da kurulan ve oyunlarını sadece İbranice olarak sahneleyen Habima Tiyatrosu’nun 1931’de Tel Aviv’e taşınması, 17 yıl sonra burada kurulacak olan İsrail’deki çağdaş tiyatronun beşiğini oluşturur. 1958’de ülkenin “Ulusal Tiyatrosu” konumuna gelen Habima’nın öncülüğünde köklü Rus Tiyatrosu, İsrail sahne sanatlarında belirleyici olmuştur kuşkusuz - ve bu etkileşimin ikinci dönemi, Moskova’nın saygın yönetmeni Yevgeny Arye’nin bir grup meslekdaşı ile 1991’de bu ülkeye göç edip, Gesher (= “köprü”) Tiyatrosu’nu kurmasıyla başlar...

Gene Bar-Yaacov’un saptamalarına göre, bugün İsrail’de 55 kadar irili ufaklı kumpanya, yılda iki yüzü aşkın yeni oyun çıkarıyor, sezon aşırı yinelenen yapımlardan ayrı olarak... Örneğin, art arda beş sezon izleyici çekebilen bazı başarılı oyunlar 300-500 kez “Perde!” diyebiliyor. Keza, ülkenin en büyük üç tiyatrosu sayılan ve her birinin çeşitli salonları bulunan bir asırlık Habima, Savaş Avrupası’ndan gelme göçmenlerce 1944’de kurulan ve bugün Tel Aviv Belediye Tiyatrosu olan Cameri ile 1978’de bir sendika tiyatrosu olarak çalışmalarına başlamış Beith Lessin’in her birinde yılda bini aşkın oyun sergilenmekte... Bu arada, belirli halk kesimlerine indirimli satılan yıllık tiyatro abonmanınız yoksa yer bulmak için biletinizi çok önceden almalısınız.

Bir Çeşit “Tiyatro Fuarı”

İsrail’in efsaneleşmiş tiyatro yazarı/yönetmeni Hanoch Levin’in adını taşıyan Drama Enstitüsü’nün düzenlediği yıllık “Tiyatro Tanıtım Günleri”ne, ilk kez gittiğim 2006’dan sonra geçtiğimiz Kasım ayında yeniden katıldım. İsrail Kültür ve Spor Bakanlığı ile Tel Aviv Belediyesi’nin desteklediği bu şenlikte beş gün boyunca Tel Aviv-Yafo, Holon, Kudüs, Haifa ve Beer Sheva’dan sekiz tiyatronun katılımıyla toplam on yapım izlendi, bunların dışında her birinde dörder oyundan bölümler sunulan üç ayrı panel düzenlendi ve çok yönlü bir etkinlikte de ayrı masalarda çalışmalarını tanıtan 20 tiyatro sanatçısıyla teke tek görüşmeler yapıldı. Bu yıl, ABD’den Çin’e kadar uzanan 23 ayrı ülkeden toplam 65 tiyatro yapımcısı, yönetmeni, dramaturgu ve çevirmeni ile festival yöneticileriyle birkaç eleştirmenin de katıldığı etkinlikte ne yazık ki Türkiye’den başka kimse yoktu -sanki, ülkeler ve uluslar arasında köprülerin kurulması için en uygun ortamın sanat olduğu bilinmiyormuş gibi... Bu düşünceyi destekleyenler arasında ABD sekiz, Almanya, Fransa ve Polonya altışar, Avusturya gibi minik bir ülke beş, Çin üç- ve Uzbekistan bile bir temsilci ile varlık gösteriyordu!

Bu kapsamlı etkinliğin amacı, İsrail oyunlarının yabancı dillere çevrilerek dünya tiyatrolarında sahnelenmesi veya özgün şekliyle, ilgi duyan ülkenin dilindeki üst yazılar eşliğinde bizzat İsrailli topluluklar tarafından sunulmasıydı - kısacası, “International Exposure Of Israeli Theater” dış ülkelerden konuk edilen yapımcılara yönelik bir çeşit canlı “fuar” gibidir...

Üç Kıtadan Doğma Renkli Bir Tiyatro Ortamı

Şu sıralarda İsrail tiyatrolarının en önemli çabası, izleyicilerinin oldukça yüksek olan yaş ortalamasının düşürülmesi yönündedir... İsrail’deki genç nüfus kesiminin ortalama 3.1 çocuk sahibi olması, özellikle akşam gösterilerinde daha çok orta yaşlı, ayrıca indirimli biletlerden yararlanan emekli kesimleri oranının ağırlık taşımasına yol açıyor. Öte yandan, gerek küçük kumpanya sanatçılarının genç olmaları, gerekse büyük tiyatrolarda yönetmenlerin de daha çok otuzlu yaşlarda bulunmaları, keza kimi üst yöneticilerinde özellikle 2017/2018 sezonunda görülen bazı önemli devir-teslimler, izleyicilerdeki bu yaş dengesizliğini değişterebilecek yöndedir... Örneğin, her biri yirmi yılı aşkın süredir Cameri Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve Genel Müdürü görevlerini yürütmüş olan Omri Nitzan ile Noam Semel ve Habima Tiyatrosu’nun eski Genel Sanat Yönetmeni Ilan Ronen yerlerini genç tiyatroculara bırakırken, İsrail Tiyatrosu’nun 1970’ler kuşağı böylece gönüllü olarak geriye çekiliyor.

Şurası kesindir ki, bir bölümü halen Avrupa ve Rusya asıllı, diğeri Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelme “Mizrahi” (= doğulu) Yahudiler, büyük çoğunluğu ise artık genç İsrailli olan yazar, yönetmen, giysi/maske ile sahne/ışık tasarımcıları, yapımcı ve oyunculardan oluşan, dolayısıyla değişik kültürel kökenlerden gelme bu karma oluşumlar birbirlerini etkileyerek, oldukça renkli ve çok yönlü bir tiyatro ortamı yaratmakta... Çağdaş İsrail tiyatrosunun uluslararası üne ulaşmış Ephraim Kishon, Hanoch Levin ve Yoshua Sobol gibi yazarların izlerinden giden David Grossman, Hillel Mittelpunkt ve Ilan Hatsor[2], daha genç bir kuşağın temsilcileri olan Gur Kohen ve Roy Hen gibi isimlere de yol açıyor...

2015 yılına dek Habima Tiyatrosu Genç Oyuncular Topluluğu’nun başında bulunan yönetmen Shai Pitovsky, bu ana ocağından ayrılarak ülkenin en güneyinde, Kızıldeniz kıyısında bulunan Eilat kentinde kendi tiyatrosunu kurmuş. İsrail’in dört büyük kenti olan Tel Aviv, Kudüs, Haifa ve Beer Sheva’nın dışında, kimi küçük kentlerde de İbranice’nin yanı sıra İngilizce ve Rusça ile Arapça metinlerle çalışan profesyonel ve amatör topluluklar faaliyet gösteriyor. Tel Aviv’in “kare ası” sayılan beş salonlu Cameri, üç salonlu Habima ve ikişer salonlu Beit Lessin ile Gesher tiyatroları, büyük çaptaki yapımları da başarı ile sergiliyor, örneğin “Dybbuk” veya “Macbeth” (Gesher) gibi büyük kadrolu oyunlar ile “West Side Story” veya “Funny Girl” (Cameri), “Evita” veya “Les Miserables” (Habima) ile İsrailli ikili Hetman/Deshe’nin yarattığı “Billy Schwartz” (Haifa Belediye Tiyatrosu) gibi müzikaller ile izleyicilerini doyurmasını biliyor. Kentin belki de en popüler repertuar tiyatrosu Beit Lessin, daha çok İsrailli yazarların sevilen yapıtlarını sergilemeyi yeğliyor; Gesher ise İngilizcenin yanı sıra özellikle Rusça üst yazılar da kullanarak, öncelikle eski SSCB ülkelerinden buraya göç etmiş olanlara yönelik, klasik ile çağdaş, yerli ile yabancı oyunlara eşit derecede yer veren yenilikçi bir sahnedir. 1995’de kurulmuş olan Clipa Tiyatro özellikle dans, müzik ve değişik sahne tasarımlarıyla göz doldurmasını bilmiş, sezon başına çıkardığı 2-3 oyunuyla hemen her yıl birer ödül almıştır. Kudüs’deki tarihi bir Osmanlı hanında yer alan Khan Tiyatro ise kâh klasik, kâh çağdaş yerli ve yabancı oyunları ile bu kentin aranılan bir repertuar tiyatrosudur. Tel Aviv’in en yenilikçi tiyatrolarının arasında görülen Tzavta ise, çok yankı uyandıran, kimi deneysel oyunlarla öne çıkmıştır.

Haifa’nın Beit Hagefen Kültür Merkezi’nde yer alan El Karama, ülkenin en eski Arap tiyatrosu olup, 40 yıldır yerel Arap kesimine seslenerek daha çok bu dilde oyunlar sunmaktadır. 4000 yıllık geçmişi olan bir kentin göbeğindeki tarihi bir binada konumlanmış olan Yafo Arap-İbrani Tiyatrosu’nda 1998’den bu yana ülkenin her iki dilinde geleneksel ve çağdaş oyunlar sergileniyor. Ne var ki, İsrail Kültür Bakanlığı’nın bu dilde tiyatro yapan kurumlara ayırdığı ödenekler, gereğinden oldukça düşük olup, kesinlikle artırılmalıdır!

Daha 1991 yılında kurulmuş olup önceleri sadece Rusça, şimdi ise bu lisandaki üst yazılarla artık hep İbranice metinlerle çalışan Gesher Tiyatro’nun sadece 25 yıl içinde (Cameri, Habima ve Beit Lessin’den sonra) ülkenin dördüncü büyük topluluğu boyutuna ulaşması, kimi yorumcular tarafından bir “mucize” olarak addediliyorsa, bunca güvenlik sorunu olan İsrail gibi henüz yetmiş yıllık bir ülkede tiyatronun bu denli ilgi görmesi de başlı başına bir mucizedir! Demek ki toplumsal, dini ve siyasi gerçeklerini, yazar/dramaturg Roy Hen’in tanımladığı gibi “maskelerin altında” açığa vurup sorgulayan tiyatro, yüzyıllardır “kitapların halkı” olarak bilinen Yahudi toplumunun beğeni alanlarını tam 12’den vurmuşa benziyor!

1 Bu yazı, TEB Oyun Dergisi Kış 2019 sayısında yayımlanmıştır.

[1] S.Bar-Yaacov: “Israeli Theatre in 2017: Visions of a Cleft Heart”; The IATC Journal – December 2017: Issue No 16

[2] 2016’daki zamansız ölümüne dek yazdığı dokuz oyunuyla büyük başarılar elde etmiş olan Gilad Evron, birçok eleştirmen tarafınca “yeni Hanoch Levin” olarak görülmekteydi...