ANTALYA'DAKİ ÇOCUKLAR ÇOK ŞANSLI

Antalya Şehir Tiyatrosu Çocuk Tiyatrosu Birimi sorumlusu Hasibe Aygül Özgür ve Çocuk Tiyatrosu birimi kuruluşunda emeği olan Özer Tunca ile oyun öncesi görüştük.

ANTALYA'DAKİ ÇOCUKLAR ÇOK ŞANSLI

“ANTALYA'DAKİ ÇOCUKLAR ÇOK ŞANSLI”1

Nihal Kuyumcu

Nisan 2017

Antalya Şehir Tiyatrosu Çocuk Tiyatrosu Birimi sorumlusu Hasibe Aygül Özgür ve Çocuk Tiyatrosu Birimi kuruluşunda emeği olan Özer Tunca ile oyun öncesi görüştük.

Sizinle başlayalım isterseniz Hasibe Aygül Özgür, bu birimin başında olma hikâyenizi dinleyelim? Çocuk tiyatrosu ile ilgili bağlantınız nedir? Hedefiniz nedir? Bu birimde yer alarak çocuk tiyatrosu konusunda neler yapmak istiyorsunuz? Yine bu alanda yeni bir sözünüz olacak mı?

Hasibe Aygül Özgür - Ben 25 yıldır bu tiyatrodayım. Oyuncuyum. Aynı zamanda iki yıl önce Genel Sanat yönetmenliği tarafından kurulan içinde Özer hocamın da olduğu ve onun danışmanlığında Çocuk ve Gençlik Biriminin sanat yönetmenliğini sürdürüyorum. Şu an beş çocuk ve gençlik oyunu dönüşümlü olarak çocuk ve genç seyirciyle buluşuyor. Biz Çocuk Tiyatrosu Birimi olarak aslında Türkiye’de var olan Çocuk Tiyatrosu algısını değiştirmek istiyoruz. Bu nasıl bir algı? “Çocuğu edilgen gören, çocuğun hayal gücünü kısıtlayan, kısır düşünen, çocuğu sınırlandıran” bir algı. Biz bu algıyı kırmak istiyoruz. Çünkü günümüzdeki çocuklar tırnak içinde çocuk!  Gibi değil de sanılanın aksine çok iyi düşünebilen, gerektiği zaman çok iyi tesbitleri olan dünyaya ve dünyadaki olaylara karşı farkındalığı olan insanlar olduklarını düşünüyoruz. Ve bu çocuklar için bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyoruz.

Peki, yönetimin bu konudaki tavrı nasıl? Bu düşüncelerinizi gerçekleştirebiliyor musunuz?

Hasibe Aygül Özgür - Elbette. Mehmet Özgür’ün de hedefi böyle bir çocuk tiyatrosu.

Özer Tunca - Mehmet Özgür’le Bursa’da ilk yıllardaki Çocuk Tiyatrosu festivalinde tanıştık. Onun Çocuk Tiyatrosu ile ilgili düşüncelerini hedeflerini biliyorum. Disiplinini biliyorum. Ne yapmak istediğini biliyorum. Birçok yerde aynı şeyleri düşünüyoruz. Hedeflerimiz Çocuk Tiyatrosu ile ilgili beklentilerimiz kaygılarımız aynı. Hasibe de aynı çizgide. Beraber birlikte düşünüyoruz. Hep birlikte bir şey yapmaya çalışıyoruz. Başlangıç noktamız gitmek istediğimiz yol, amaçlarımız aynı. Tabii ki ayrı düştüğümüz zamanlar olabilir, ama ortak inandığımız çok şey var.

Hasibe Aygül Özgür - Çocuğu “çocuk!” yerine koymadan onların hayal güçlerine yetişmek gerek, -çünkü çok geniş bir hayal dünyaları var - sığlaştırmadan, onları küçümsemeden, didaklikten uzak oyunlar yapmak istiyoruz. 

Bu ortamı buluyor musunuz?

Hasibe Aygül Özgür Tabii ki... Gerekli destek sağlanıyor bizlere bu konuda. Festivallere gidiyoruz. Ayrıca her bir oyun için ne gerekiyorsa neye ihtiyaç varsa hemen yerine getiriliyor.

Peki, Çocuk Tiyatrosu ile ilgili donanımınız nedir?

Hasibe Aygül Özgür - Ben oyuncuyum. Çocuk tiyatrosunda uzun yıllar oynadım. Kendi tiyatromda çocuk oyunu sahneledim. Festivallere gittim. Özer hocam kadar deneyimim yok. Ama onunla çalışma bana inanılmaz deneyimler kazandırdı. Onun desteğiyle gidiyor. Ondan öğrenecek daha çok şey var.

Özer Tunca - Çocuk tiyatrosu birimi kurulduğu zaman sanat danışmanlığı gibi bir görev aldım.  Ne oynanabilir, neler yapılabilir diye düşündüm, bir program yaptım. Ve gerçekten çok şanslıyım ki yaptığım o program yüzde yüz uygulandı. Bütün gelmesini önerdiğim yabancı yönetmenler geldi. Orkestra istedim kuruldu, artık kadrolu canlı orkestramız var. Birlikte çalışmak böyle bir şey. Karşılıklı inanarak birlikte ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışmak... Bu çok önemli.

Tabi onların da size inanması, lazım. Sizin yaptığınız bir çocuk oyununa “yok canım öyle olur mu“ da diyebilir yönetim. Demiyorsa ortak noktanız çok demektir. Birbirinize inanmışsınız demektir.

Özer Tunca: Daha bu işin başlangıcındayız biz. Hedefimiz çok ilerde.

Hedefinizdeki çok ilerde olan yer neresi? Tanımlar mısınız?

Özer Tunca - İlerideki yer için bir sınır yok ama yine de şöyle diyebilirim. Kendi tarzını oluşturmuş, örnek olma yolunda ilerleyen, öncü bir çocuk tiyatrosu. Bir zamanlar AÇOK vardı. Ben çocuktum. Bugün hala bu grup konuşulur. Geleneksel değerlerden yola çıkarak evrensele ulaşan, çok önemli bir tiyatroydu AÇOK. Yapacağımız işlerle o çocuk tiyatrosu o çocuk birimi yaşamalı tıpkı AÇOK gibi. Ekol olmak, kendi oyunlarını yazan sahneleyen bir tiyatro olmak. Örnek olmak.

Dün Mehmet Özgür “hedefimizde yeni Özer Tunca’lar yetiştirmek var” dedi.

Hasibe Aygül Özgür - Ben de tümüyle öyle düşünüyorum. Bir kere bizim çocuk ve kukla biriminde oynayan, arkadaşlar diğer oyunlarda yer almıyorlar. Her biri kendi alanlarında uzmanlaşmaları hedefleniyor. Bunun içinde arayışlar içindeyiz. Atölyeler düzenliyoruz. Yabancı dil, şan, dans eğitimi, enstruman, eğitimi alıyorlar. Sürekli çalışan, öğrenen. Eğitim alan bir grup olmaya çalışıyoruz. Evrensel değer olmuş bir tiyatro hedefimiz olması bizi önemli. Evrensele ulaşmak çok iyi bir hedef olduğunu düşünüyorum.

Mesela Grips Tiyatrosu 70’li yıllardan bu yana oyunlar sahneliyorlar ve bu alanda çalışan herkes bu tiyatroyu bilirler. Başlı başına bir ekol olmuşlar.

Hasibe Aygül Özgür - Biz “Değiştirilmiş Çocuk” ile Tunus’a gitmiştik. Geleneksel ve köy seyirlik oyunlarından öğeler barındırıyor. Bu oyunu da Özer Hocam yönetmişti. Bu oyunu Çin’de de oynasanız Tunus’ta da oynasanız anlaşılıyor. Bir objenin  - bir sopanın - bir silah olması veya dört kişinin bir araya gelip at arabasını oluşturması, bizde Anadolu’da yüz yıllardır yapılan bir şey orada hayranlıkla karşılandı. Biz burada yöresel olandan evrensele ulaştık.

Peki, çocuk ve gençlik tiyatrosu diyorsunuz. Gençlik tiyatrosu?

Bir kaç oyunumuz da gençler için sahneledik.

Şöyle sorayım. Gençler için hazırlanan bir oyunla yetişkinler için hazırlanan oyun hangi noktalarda ayrılır. Bu hep benim kafamı kurcalar. Örneğin Hamlet’i gençler için sahnelesek neler değişecek?

Özer Tunca - Mesela “Özgürlüğe Kaçış” bir gençlik oyunu. Ama veli getiriyor çocuğunu benim çocuğum bunu sıkılmadan seyreder diyor. Benim için de gençlik oyunu hala çok net değil. Belki gençler için müzikallere yönelmek gerekir. Batı Yakasının Hikâyesi, Hair, vb... Mehmet Özgür’ün de yeni açılacak salon için böyle bir proje var aklında. Çocuk ve Gençlik Birimi daha çok yeni. Ona rağmen çok yol aldı. Artık büyük yönetmenlerden dosyalar geliyor. Talep var. Bu çok iyi birşey.

Hasibe Aygül Özgür - Artık bizi arıyorlar. Biz arayıp bir oyun yönetir misiniz demiyoruz. Talep dışardan geliyor.

Peki, çocuk seyirci araştırmaları yapıyor musunuz? Çocuk seyirci nasıl anlıyor, ne düşünüyor?

Hasibe Aygül Özgür Aslında aralarına oturduğumuzda oyun bitiminde dışarda konuştuğumuzda da bu bilgiyi alıyoruz. Bir fikir oluşuyor kafamızda. Bazen resimler yapıp gönderiyorlar. Bunlar bize fikir veriyor.

Son olarak neler söylemek isterdiniz?

Özer Tunca - Türkiye’de çok iyi çocuk oyunu yok. Dramatik kurgusu olan, başı sonu belli olan oyunlar yok. Uyduruk iki dans iki kostüm ve dekor...  Alın size çocuk oyunu. Onu kıracak yazarların yetişmesi gerekiyor. Bu alanda çok açık var. Çocukları ciddiye almıyoruz.

Hasibe Aygül Özgür - Dünya başka bir yerde, biz başka yerlerdeyiz. Savaşlar oluyor. Çocuklar ölüyor. Biz hala kırk yıllık tekstleri oynuyoruz. Okyanusta bir su damlası gibi. Danimarkalı yönetmenin yazıp yönettiği bir oyun. Güncel bir konuyu sahneledi.

Özer Tunca - Yönetmen Bodrum’a geldi. Her an o mültecileri görüyordu. Denize girdiğimiz plajın arkasında bir cami vardı. Bahçesinde yüzlerce mülteci, can yelekleri, ellerinde telefonlar her an kaçmak, denize açılmak için haber bekliyorlardı. Yönetmen bunları gördü izledi ve burada bu konuyu işledi. Bunların üzerinden hikâyeyi kurdu.

Hasibe Aygül Özgür - Biz dünyada olup biteni yadsıyamayız. Çocuklar da bunlara tanıklık ediyorlarlar. O halde bilmeleri gerekir. Yazdığımız oyunlarda bunları yer vermeliyiz.

Özer Tunca - Çocuğun derdi ıspanak ye dersini çalış değil. Başarısız olma TEOG korkusu var var... Biz yalan bir dünya kurmamalıyız.

Hasibe Aygül Özgür - Bir de teknoloji çok ilerledi. Biz ona çok basit şeyler sunduğumuzda ilgilenmiyor zaten. Mesaj vermek, sloganlaştırmadan, eylemle, yaşatarak vermeliyiz.

Bir de Çocuk Tiyatrosu alanında ödül verilmesi gerekir. Bu alanda çalışanlar için bir motivasyon olacaktır.

Yazalım ve ses getirmesini umalım. Kolay Gelsin. Teşekkür ederim.

 

1 Bu yazı, Tiyatro… Tiyatro Dergisi’nde yayımlanmıştır.